" Dışarı bakan rüya görür, içeri bakan uyanır. "
Carl Gustav Jung
İnsan, hayatın anlamını kurduğu bağlarda bulur. Bazen bir öteki ile, bazen bir eşya ile, bazen de bir hayalle. Ancak insan kendi iç dünyasıyla bağ kurabildiği ölçüde yaşamın ritmini derinlemesine hissedebilir. Bu bağ bazen berrak, kimi zaman da karmaşık olur. Birtakım yaşadığımız zorluklar kendimizle sahip olduğumuz bu bağları sarsabilir ya da seslerini duyulmaz hale getirebilir. Fakat bu değişim sırasında, sisteminizin sizi korumak için elinden geleni yaptığını ve o anki imkanlarınızda bu çabanın işlevsel bir çözüm olduğunu hatırlamak önemlidir.
Terapi, bu noktada anlam kazanır. Bu süreçte amacımız, yaşam döngülerimizi “iyi” ya da “kötü” olarak yargılamaktan çok, onların taşıdığı hikâyeyi keşfetmek ve hizmet ettikleri niyetlere ışık tutmaktır. Terapi sizi “tedavi etmek” için değildir çünkü siz bir hastalık değilsiniz. Terapi yaşamınızı daha derin, daha katmanlı ve daha anlamlı kılmak için vardır.
Yaşamın kendisi gibi bu yolculuk da zaman zaman rahatlatır, zaman zaman zorlar. Terapist olarak görevim, bu yolculukta size eşlik etmek, bazen yolunuzu aydınlatmak, bazen karanlığınızı paylaşmak ve en nihayetinde hayatınızı daha anlamlı kılma çabanızda tanıklık etme onuruna erişmektir.
Terapi hakkında temel sorular
Psikoterapi, bireylerin duygusal, davranışsal ve zihinsel sorunlarını anlamalarına ve çözmelerine yardımcı olan profesyonel bir destek sürecidir. Bu süreç, danışan ve terapist arasındaki güvene dayalı bir ilişki üzerine kurulur. Terapi, bireylerin kendilerini daha iyi anlamalarına, yaşamlarını etkileyen sorunları fark etmelerine ve bu sorunlara yönelik etkili stratejiler geliştirmelerine olanak tanır. Her bireyin ihtiyaçlarına göre özelleştirilir ve bir yolculuk olarak görülür.
Terapide, bireyin ihtiyaçlarına uygun bir şekilde farklı yaklaşımları harmanlıyorum. Psikodinamik terapi, bilişsel davranışçı terapi (CBT), somatik odaklı yaklaşımlar ve insan merkezli yöntemlerden faydalanıyorum. Ayrıca travma terapisi ve bağlanma temelli tekniklerle, danışanın geçmiş deneyimlerinin bugünkü yaşamlarına etkisini anlamayı hedefliyorum.
Terapiden beklenen sonuçlar, kişinin ihtiyaçlarına ve hedeflerine bağlıdır. Genel olarak, terapi; kendini daha iyi tanıma, duygusal dayanıklılığı artırma, zorluklarla başa çıkma stratejileri geliştirme ve yaşam kalitesini iyileştirme hedeflerini içerir. Bunun yanı sıra, ilişkilerde daha sağlıklı iletişim kurmak, geçmiş travmalarla baş etmek ve yaşamın getirdiği zorluklarla daha etkili bir şekilde başa çıkmak da terapi süreçlerinde beklenen kazanımlardandır.
Bir terapi seansı genellikle 50 dakika sürer. Seans sıklığı ise danışanın ihtiyaçlarına ve hedeflerine göre belirlenir. Çoğu durumda, terapi başlangıçta haftalık olarak yapılır, ancak süreç ilerledikçe bu sıklık azaltılabilir.
Terapide travma, ilişkisel çatışmalar, göç, yas, kaygı bozuklukları, depresyon, stres yönetimi, kendilik algısı, bağlanma problemleri ve yaşam krizleri gibi çeşitli konular üzerine çalışabiliriz. Ayrıca, geçmiş deneyimlerin bugünkü yaşam üzerindeki etkilerini anlamak ve daha sağlıklı yaşam alışkanlıkları geliştirmek için de destek sağlayabilirim.
Terapinin etkisi kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bazı insanlar birkaç seans içinde rahatlama hissederken, bazı konuların çalışılması daha uzun bir süre gerektirebilir. Bu, danışanın hedeflerine, sorunlarının karmaşıklığına ve terapiye olan bağlılığına bağlıdır. Süreç boyunca, terapi ilerleyişini birlikte değerlendiririz.
Online terapi, yüz yüze terapi ile aynı profesyonel standartlara sahiptir ve benzer şekilde etkili olabilir. Online terapi, esnekliği ve kolay erişilebilirliği sayesinde özellikle zaman veya mekan kısıtlamaları olan bireyler için ideal bir seçenektir. Teknik olarak bir fark olmamakla birlikte, kişinin tercihi ve rahat hissettiği yöntem önemlidir.
Evet, terapide konuşulan her şey kesinlikle gizli tutulur. Danışan-psikoterapist ilişkisi, etik kurallar ve yasal gereklilikler çerçevesinde gizlilik esasına dayanır. Sadece danışanın açık izni olmadan bilgiler hiçbir şekilde üçüncü taraflarla paylaşılmaz. Ancak, danışanın veya başkalarının güvenliği ciddi bir risk altındaysa (örneğin, kendine zarar verme veya bir başkasına zarar verme tehlikesi), terapist bu bilgiyi yetkili birimlere bildirmekle yükümlü olabilir. Bu tarz durumlarda her zaman danışanın bilgisi dahilinde hareket edilir. Gizlilik, terapide güvenli bir alan yaratmanın temel taşıdır.
Harun Ahmed Şenol, Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji (B.A.) bölümünden mezun olmuş ve Manchester Metropolitan Üniversitesi’nde Klinik Uygulamada Psikolojik İyilik Hali (MSc) alanında yüksek lisans yapmıştır. Yüksek lisans tezi, “FOMO (dışarıda kalma korkusu)’nun risk alma davranışları üzerindeki etkisi ve Mindfulness’ın düzenleyici rolü” üzerine olmuştur.
Aldığı eğitimler arasında, Dr. Bessel A. van der Kolk liderliğinde gerçekleştirilen Travma Stres Çalışmaları bulunmaktadır. Bu çalışmalar, travmanın katmanlı yapısını derinlemesine anlamasına ve etkin tedavi yöntemlerini kavramasına olanak sağlamıştır. Ayrıca, Dr. Görkem Gökçelioğlu tarafından yürütülen psikodinamik pratisyen eğitim ve süpervizyon programına katılarak bilinçdışı çatışmaların kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesine yönelik becerilerini geliştirmektedir. İngiltere’de devam etmekte olan Bütünsel Terapi sertifika programı kapsamında ise bilişsel davranışçı terapi, insan merkezli terapi ve hipnoterapi yöntemlerini bütüncül bir yaklaşımla birleştirmektedir. Klinik pratiğinde travma, yas ve ilişkisel çatışmalara odaklanmakta olup, multidisipliner bir yaklaşım benimsemektedir.
Deneyimleri arasında, El Ele Eğitim ve Kültür Vakfı’nda travma yaşamış çocuklarla theraplay tabanlı grup çalışmaları yürütmek bulunmaktadır. Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi’nde staj yaparak, psikopatoloji ve terapötik müdahalelere yönelik vaka sunumları temelinde eğitimlere katılmış; hasta-psikolog etkileşiminde aktif rol alarak klinik gözlem becerilerini geliştirmiştir. Ayrıca, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Türkiye depreminin ardından Birleşik Krallık Acil Tıp Ekibi (UK-EMT) bünyesinde Kahramanmaraş’ta saha psikoloğu olarak görev yapmıştır. Bu süreçte, depremzedelere ve sağlık çalışanlarına psikolojik ilk yardım sağlamış, travma sonrası müdahale protokollerini uygulamış ve psikososyal yardım çadırlarının kurulması ile yönetiminde aktif olarak yer almıştır.
Akademik deneyimleri arasında, Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde TÜBİTAK destekli çocuk-ebeveyn ilişkileri üzerine bir projede araştırma asistanı olarak çalışma bulunmaktadır. Ayrıca, Dr. Hanife Yılmaz Çengel’in akademik asistanlığını üstlenerek klinik vakalar üzerine içerikler hazırlamış ve Türk Psikiyatri Derneği’nin Telepsikiyatrinin Temel İlkeleri kitabında, ‘Çift Terapilerinde Telepsikiyatri Uygulamaları’ başlıklı derleme bölümüne katkıda bulunmuştur.
Harun, terapi pratiğinde beden-zihin-ruh bütünlüğüne önem vermektedir. Her bireyin biricikliğini ve kişisel dinamiklerini esas alarak, danışanlarının ihtiyaçlarına uygun, patolojiden uzak bir terapi anlayışını benimsemektedir.
Güncel haberler ve psikoloji hakkındaki yazılarımı okuyun...